IŞIK KİRLİLİĞİ

Işık kirliliği nedir?

Işık, tüm canlıların yaşamı için çok önemlidir. Ama doğru yerde ve doğru zamanda, doğru miktarda olduğu sürece. Aksi takdirde ışık kirliliği oluşur!..
Daha iyi görmek, daha güzel bir çevrede bulunmak, daha kolay çalışmak ve daha güvende hissetmek için geceleri çevremizi aydınlatıyoruz!.. Fakat ne yazık ki hem tüm dünyada hem de Türkiye’de giderek yaygınlaşan ve artan çok kötü gece aydınlatma uygulamaları var. Bu da ışık kirliliğine sebep oluyor.
Işık kirliliği; yanlış zamanda, yanlış yerde, yanlış yönde ve miktarda ışık kullanılmasıdır. Nasıl ki hava kirliliği havamızı, su kirliliği suyumuzu kirletir, ışık kirliliği de iyi aydınlanmamızı kirletmektedir. Yanlış yerde gereğinden fazla ışık kullanmak, etkisiz aydınlatma demektir ve bunun sonucu olarak ışığı üretmek için harcanan enerjinin de önemli bir kısmının boşa gitmesidir.Uçakta gece yolculuğu yapanlar, şehirlerin üzerinden geçerken aşağı baktıklarında savurgan aydınlatmayı kolayca görebilirler. Yanlış yönlendirilmiş sokak ve cadde lambaları, ilanlar, reklamlar… Yüzeyin yansıma gücü, kar örtüsü hariç, genelde %15’in altındadır. Dolayısıyla uçaktan görünen ışık denizi, çoğunlukla yukarı yönlendirilmiş ışıktır. Bu da boşa giden yakıt kaynakları, enerji, para ve en önemlisi boşa giden karanlık gökyüzüdür. Geceleyin uzaya kaçan ışık miktarı ışık kirliliğinin ve dolayısıyla boşa giden enerjinin iyi bir ölçüsüdür. Işık kirliliğinin bütün dünyadaki boyutunu en iyi gösteren, ABD Hava Kuvvetleri Savunma Meteoroloji Uydusu Programı (DMSP) ile yeryüzünün uzaydan elde edilen gece görüntüleridir.
DMSP ölçüleri kullanılarak, yer yüzünden uzaya kaçan ışığın maliyeti hesaplanabilmektedir. 1997 yılı için bu verilerden elde edilen Türkiye “haritası” ve uzaya kaçan enerji miktarı aşağıdadır. Işık enerji kaybı, ilgili yerleşim yerinden bir yılda uzaya kaçan ışık enerjisidir; bu hesaplanırken de bir gecede ortalama 10 saat aydınlatma yapıldığı varsayılmıştır.

IŞIK KİRLİLİĞİNE ALINACAK ÖNLEMLER

– Aydınlatılacak olan parklar ve bahçeler aydınlatılırken tasarruflu aydınlatmalar tercih edilmelidir.
– Evlerde aydınlatılacak odalarda ya da bölümlerde tasarruf ampulleri kullanılmalıdır.
– Sık sık yanıp sönen sokakların aydınlatmaları için kullanılan sokak lambalarının yanıp sönme aralıkları uygun olarak ayarlanmalıdır.
– Binaların ve reklam tabelalarının aydınlatmaları led ışıklar ile sağlanmalıdır.
– Tasarruf lambaları olan sodyum lambalar, evlerde ve iş yerlerinde tercih edilmelidir.
– Renklerin net ve kesin görülmesinin gereken alanlarda çok fazla aydınlatma yapılmasından kaçınılmalıdır.
– Ayrıca evlerimizde yanan gereksiz ışıklarda söndürülmeli ve boş yere yakılmamalıdır.

SES KİRLİLİĞİ NEDİR? NASIL ÖNLENİR?

SES KİRLİLİĞİ


Ses kirliliği diğer adıyla gürültü kirliliği; İnsanların işitme sağlığını ve algılama gücünü olumsuz yönde etkileyen, kişinin psikolojik ve fiziksel dengesini bozabilen, iş verimini düşüren, çevrenin doğallığını bozan, sanayileşme ve modern teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkmış bir çevre sorunudur.
Sesin derecesi desibel (dB) ile ölçülmektedir. Gürültünün sınırları, kesin olarak belli değildir. Fakat, 55-65 dB arası, psikolojik rahatsızlık verici gürültüler, 55-90 dB arası, huzur bozucu gürültüler, 90 dB ve üzeri, fizyolojik bozukluğa ne­den olan gürültüler olarak tanımlanmaktadır.

Ses kirliliğine yol açan etmenler nelerdir?
1- Sanayileşme
2- Plansız kentleşme
3- Hızlı nüfus artışı
4- Ekonomik yetersizlikler
5- taşıt sayısının artması

Ses kirliliği Nasıl Önlenir?
cocuk-04022015
1- Otomobil kullanımını azaltacak önlemler alınmalıdır. (Taşıtlara susturucu takılmalı, gerekli kontrolleri zamanında yapılmalıdır.)
2- Ev ve iş yerlerinde ses geçirmeyen camlar (ısıcam gibi) kullanılmalıdır.
3- Eğlence yerleri vb. ortamlarda yüksek sesle müzik çalınması engellenmelidir.
4- Gürültü yapan kuruluşlar, şehirlerin dışında kurulmalıdır.
5- Seyyar satıcıların bağırarak mal satmaları yasaklanmalıdır.
6- Evlerde başkasını rahatsız edecek şekilde gürültü edilmemelidir.
7- Ses kirliliği konusunda kişi ve kuruluşlar bilinçlendirilmelidir.




SU KİRLİLİĞİ NEDİR? NASIL ÖNLENİR?

SU KİRLİLİĞİ

Su kirliliğinin nedenleriSu, dünya üzerindeki tüm canlıların temel ihtiyaçlarından birisidir. Su olmadan yaşam olmaz. Bu nedenle su kirliliği ciddi ve önemli bir sorundur. Çevremizi ve özellikle sularımızı temiz tutmalıyız. Su kaynakları korunmazsa hastalıklar salgın halinde yayılır. Akarsu kaynakları ve baraj gibi su kaynaklarının korunması gerekmektedir.
Su kirliliği, göl, nehir, okyanus, deniz ve yeraltı suları gibi su barındıran havzalarda görülen kirliliğe verilen genel addır. Her çeşit su kirliliği, kirliliğin bulunduğu havzanın çevresinde veya içinde yaşayan tüm canlılara zarar verdiği gibi, çeşitli türlerin ve biyolojik toplulukların yok olmasına ortam hazırlar. Su kirliliği, içinde zararlı bileşenler barındıran atık suların, yeterli arıtım işleminden geçirilmeksizin havzalara boşaltılmasıyla meydana gelir.

Su kirliliğinin nedenleri
* Hayvansal atıklar
* Toprak erozyonu
* Kimyasal kirlilikler
* Biyolojik kirlilikler
* Fizyolojik kirlilikler
* Atmosferde oluşan kirlilikler
* Yerleşim alanlarındaki kirlilikler
* Çevre kirliliği
* Akarsuların kirletilmesi
* Ulaşım araçlarının neden olduğu kirlilikler
* Sanayinin gelişimi ile atıkların derelere bırakılmaya başlanması

Su Kirliliğine Karşı Alınacak Kişisel Tedbirler
- Canlı artıklarının sulara atılmaması
- Sentetik deterjanlı suların bir yerde toplanması
- Tarımda kullanılan ilaçların ve gübrelerin sulara karışmasının önlenmesi
- Sanayi artık ve atık sularının suları kirletmesinin önlenmesi
- Su kaynakları çevresinin temiz tutulması
- Çöp ve diğer atıkların sulara bırakılmaması
- İçme sularının on dakika kaynatılıp, bütün parazit yumurtalarının tahrip edilerek dezenfekte edilmesi,
- Suları kirletenlerin uyarılması 


HAVA KİRLİLİĞİ NEDİR? NASIL ÖNLENİR?

hava-kirliligi-02122014
Hava kirliliği nedir?
Hava kirliliği, canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyen ve/veya maddi zararlar meydana getiren havadaki yabancı maddelerin, normalin üzerinde miktar ve yoğunluğa ulaşmasıdır. Yani hava kirliliği; atmosferin karbondioksit, karbon monoksit ve kükürt gibi gazları gereğinden fazla içermesinden kaynaklanan bir çevre felaketidir.
Bir başka deyişle hava kirliliği; havada katı, sıvı ve gaz şeklindeki yabancı maddelerin insan sağlığına, canlı hayatına ve ekolojik dengeye zarar verecek miktar, yoğunluk ve sürede atmosferde bulunmasıdır. İnsanların çeşitli faaliyetleri sonucu meydana gelen üretim ve tüketim aktiviteleri sırasında ortaya çıkan atıklarla hava tabakası kirlenerek yeryüzündeki canlı hayatı olumsuz yönde etkilenmektedir.
Hava kirliliğinin nedenleri
1. Kullanılan kalitesiz yakıtlar
2. Egzoz gazları
3. Kentlerin konumu
4. Soba ve kaloriferlerin uygun şekilde yakılmaması
5. Olumsuz hava koşulları gibi olaylardır.

Hava Kirliliğini Nasıl Önleriz?

-Sanayi ve iş merkezlerinin mümkün olduğu kadar yerleşim merkezleri dışına alınması

-Kişisel vasıta kullanımı yerine toplu taşımacılığın yaygınlaştırılması ve elektrikli taşıma araçlarının geliştirilmesi ve kullanımının artırılması

-Konutlarda yakıt yakma tekniklerinin geliştirilmesi ve özellikle sanayi alanlarındaki bacalara, hava filtrelerinin takılması ayrıca yakıt olarak doğal gaz kullanımının yaygınlaştırılması

-Şehir merkezlerindeki yoğun trafiğin çevre yollara aktarılması

-Ağaçlandırma çalışmalarının artırılması, özellikle hava kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde yeşil alanların arttırılması

-Şehir yerleşim planlarında meteorolojik faktörlerin özellikle rüzgar durumunun göz önünde bulundurulması

-Halkın, hava kirliliği konusunda bilinçlendirilmesi için ilköğretimden başlamak üzere tüm okullarda ve sivil toplum örgütlerince bu amaca yönelik eğitim programlarının hazırlanması.
 




TOPRAK KİRLİLİĞİ NEDİR? NASIL ÖNLENİR?


TOPRAK KİRLİLİĞİ

toprak kirliliğiBugün üzerinde yaşadığımız toprak, bir yandan kentleşme alanları olarak kullanılarak daralırken diğer yandan kirlilik gibi çok ciddi bir çevre sorunu tehdidi altındadır. Kaybedilen toprakların yeniden kazanılması çok zordur. Toprağın 1 cm’lik üst tabakası ancak birkaç yüzyılda oluşabilmektedir.
Toprak kirliliği, 20. yüzyılın başında modern tarıma geçilmesi ve sanayileşmenin hızlanması ile birlikte ortaya çıkmaya başlamıştır. Daha önceki asırlarda kullanılan güç ve enerji kaynaklarının yetersiz olması, nüfusun azlığı, endüstrinin henüz gelişmemiş olması sebebiyle, diğer çevre faktörlerinde olduğu gibi toprakta da herhangi bir kirlenme yoktu. Özellikle 20. yüzyılın ortalarına doğru hızlı nüfus artışı ile birlikte, tarım ve diğer alanlardaki sanayi ve teknolojinin hızla gelişmesine paralel olarak, toprak kirliliği de artmaya başlamıştır.
Toprakların verim güçlerinin kaybolmasına neden olan diğer bir kirlenme şekli de, kimyasal kirlenmelerdir. Bu tür kirlenmelerde ana etmenler atmosferik çökelmeler, asit yağmurları, atık sular ve bunlarla kirlenmiş suların toprakta bıraktığı kirletici elemanlar, arıtma tesislerinden çıkan kirli çamurların toprakta yaptığı kirletici etkiler, tarımsal ilaçların bazılarının toprakta birikmeleri ile oluşan tarıma bağlı kirlenmelerdir. Ayrıca sulama yoluyla ortaya çıkabilecek, tuzlanma ve çoraklaşma gibi toprağın verim gücünü azaltan, hatta giderek tarımsal üretimde kullanılmasını önleyen fiziksel ve kimyasal kirlenmeler de toprak kaynaklarına olumsuz etkiler yapmaktadırlar.

Toprak kirliliğine sebep olan faktörler 
* Yerleşim alanlarından çıkan atıklar, egzoz gazları, endüstri atıkları, tarımsal mücadele ilaçları ve kimyasal gübreler toprak kirliliğine sebep olan en önemli etkenlerdir.
* Yerleşim alanlarından çıkan çöplerin gelişigüzel boşaltılması.
* Sanayi kuruluşlarının atıklarının toprağa atılması.
* Kanalizasyon şebekelerinin arıtılmadan, doğrudan toprağa verilmesi.
* Suni gübrenin aşırı kullanılması
* Egzos gazları, karbonmonoksit, kükürtdioksit, kurşun ve kadmiyum vs. gibi havaya verilen zehirli maddelerin yağışlarla yere inmesi.

Toprak kirliliği nasıl önlenir?
* Tarım ilaçlarının toprağa zarar vermeyecek şekilde kullanılması.
* Toprağın gübrelenmesinde bilinçli hareket edilmesi.
* Çöplerin toprağı kirletemeyeceği bir yerde ve şekilde toplanması.
* Deterjanlı ve diğer atık suların belirli yerlere dökülmesi.
* Toprağı kirletenlerin ve kirlenmesine sebep olanların uyarılması.

ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN NEDENLERİ VE SONUÇLARI

ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN NEDENLERİ
Dünyada nüfusunun artması ve bu nüfusun ihtiyaçları, insan eliyle yaratılan kirliliği hızlandırmaktadır. Günlük yaşamı, özellikle de şehir yaşamını kolaylaştırıcı bazı gelişmeler doğal kaynakları bozmakta; su, hava ve toprağın kirlenmesine yol açmaktadır. Bu da bitki ve hayvan varlığına ve sağlığına zarar vermektedir. Çevre kirliğinin pek çok nedeni vardır ki bunlara örnek olarak aşağıdakileri gösterebiliriz:
- Evler, iş yerleri ve taşıtlarda petrol, kalitesiz kömür gibi karbon salınımı yüksek fosil yakıtların aşırı ve bilinçsiz kullanılması,
- Sanayi ve evsel atıkların çevreye gelişigüzel atılması,
- Kimyasal ve biyolojik silahların kullanılması,
- Orman yangınları, ağaçların kesilmesi, bilinçsiz ve zamansız avlanmalar,
- Tarım ilaçları, böcek öldürücüler, soğutucu ve spreylerde bilinçsiz ve gereksizce zararlı gazlar kullanılması,
- Nükleer silahlar, nükleer reaktörler ve nükleer denemeler gibi etmenlerle radyasyon yayılması…

ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN SONUÇLARI
İnsanoğlunun çevreye verdiği zararlar ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Çevre kirliliğinin sonuçları aşağıdaki gibi özetlenebilir:
- Dünya’nın coğrafyasının değişmesi,
- Küresel ısınma gibi iklim değişiklikleri,
- Erozyon ile verimli toprağın yani besin kaynaklarının kaybolması,
- Su kaynaklarının tükenmesi,
- Enerji kıtlığı,
- Canlıların nesillerinin tükenmesi sonucu biyolojik çeşitliliğin azalması,
- Yiyecek kıtlığı…

ÇEVRE KİRLİLİĞİ

kisaca_cevre_kirliligi_2_20143011Günümüzde çevre kirliliği dünyanın geleceğini tehdit etmektedir. 
Çevre kirliliği, doğal dengeyi bozan ve kaynağı insanlar olan ekolojik zararlardır. Çevre kirliliği dünyadaki tüm canlıları etkiler ve insan sağlığı kadar tüm canlıların sağlığını, yaşamını tehdit eder.
Genel olarak çevre kirliliği canlıların yaşamlarını olumsuz etkileyen ve cansız objelerin yapısına zarar veren maddelerin hava, su ve toprağa yoğun bir şekilde karışmasıdır.
Doğal çevrenin kirlenmesi tüm ülkelerin yani dünyanın ortak sorunudur. Çevre kirliliği herkesin günlük hayatını da etkileyen bir olaydır. Uygarlığın gelişmesiyle birlikte yaşanan endüstrileşme, fabrikalarda insan gücüne gereksinimi arttırmıştır. Kırdan kente göç başladı ve doğal çevrede yaşayan bireyler kentlere göçtü. Kent nüfusunun birdenbire böyle artması sonucunda ise, çevre kirliliği oldukça arttı.